CAHİT KOPARAL

25 Haziran 1928 (Erzurum)  – 2 Eylül 2001 (Marmaris)

1945 – 1952 Ankara Devlet Konservatuarı Üfleme Çalgılar Flüt Bölümü

1954 – 1963 Ankara Devlet Opera Balesi  sanatçısı

1963 – 1967 Avusturya Müzik Akademisi (Prof. Hans Reznicek’in öğrencisi)

1967 – 1978 Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası sanatçısı

1971 – 1974 Gazi Eğitim Enstitüsü (şimdi Gazi Üniversitesi) Flüt öğretmenliği

1978 – 1995 İzmir Devlet Konservatuarı flüt ve nota yazım öğretmeni

1995 – 2000 Adana Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı

Yukarıdaki yaşam öyküsünden anlaşılacağı gibi Cahit Koparal, devlet orkestralarımızda 25 yılı aşkın bir süre flütçü olarak, bir o kadar süre de flütçü ve nota yazımcısı yetiştiren kurumlarımızda öğretmen olarak görev yapmıştır. Koparal’ın meslek hayatında öğrencilerinin yeri çok büyüktür. Öğrencilelrinin çoğu halen orkestralarımızda, kurumlarımızda görevli bulunmaktadır. (…)

1958 yılında Almanya’daki öğrenimimi bitirerek yurda dönmüştüm. Ankara Opera Orkestrasının açtığı sınavı kazanarak bu orkestraya girdim. Cahit Koparal 1954 yılından beri orkestranın birinci flütçüsü idi. Girdiğim orkestranın bende ilk bıraktığı izlenim eriştiği perfeksiyon oldu. Hallerinden kimi az, kimi çok memnun olan orkestra üyelerinin büyük bir bölümünün ortak yanı çalgılarına egemen olmaları ve çalışkanlıkları idi.

27 Mayıs 1960 devrimi ile her yerde başlayan daha iyiye, daha mükemmele ulaşma ateşi bizim kurumumuzu da sardı. Bazı arkadaşlar toplanıp konuşmaya başladık. Gördük ki; oturduğumuz iskemleden, notalarımızı aydınlatan ışıktan, kontratlarımızdaki her yıl yeniden saptanan maaş tutarlarına kadar çok şeyde eksiklik ve keyfilik var. Orkestra içinde Koparal ve benim de bulunduğum altı kişilik bir kurul seçti. Biz orkestramız için birçok eksikliği ve düzensizliği giderecek bir yönetmelik hazırlamaya başladık. Bu çalışmalar esnasında arkadaşlığımız derinleşip pekişti. Ailelerimiz tanıştı ve arkadaş oldular. (…)

Cahit Koparal’ın bir yönü de nota yazmadaki ustalığı. El becerisi vardı. Flüt tamir ederdi. Yazısı güzeldi. Nota yazımını ilerletti. Bestecilerimizin eserlerini yazmaya başladı. Bu alanda o kadar ilerledi ki, ileriki yıllarda, Avrupa edisyonlarından teklifler gelmeye başladı.
1963’de Opera tarafından Viyana’ya gönderildi. Orada 4 yıllık çok yoğun bir flütü ilerletme süreci yaşadı. Eşi Sevim Koparal da onunla bu yoğun çalışma sürecinde beraber ve ona yardımcı oldu.

1967’de yurda dönen Koparal Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının o sıralarda açtığı sınavı çok yüksek bir notla kazandı.
Bu arada piyanist Gülay Uğurata ile tanıştı ve kısa bir süre beraber çalıştılar. Uğurata’nın piyanodaki yeteneği ve müzikalitesi Koparal’ı çok etkilemişti. (…)

Ankara’da evlerimizin yakın oluşu, eşlerimizin arkadaş olmaları; ama her şeyden önce müziğe olan sevgimiz ve her şeyde daha mükemmeli arama gayreti içinde olmamız, 1978’de Koparal’ın İzmir Devlet Konservatuarına flüt ve nota yazım öğretmeni olarak atanmasından ve benim aynı yıl Almanya’ya gitmemden sonra da devam etti.

Cahit Koparal’ın Ankara’da Gazi Eğitim Enstitüsündeki flüt öğretmenliğinden deneyimi vardı. Ancak İzmir’de, 1978’den sonra kendini daha çok verdi bu işe. Bir konuşmamızda İzmir Konservatuarında öğretmenliğe başlarken, kıymetli arkadaşımız viyolonsel öğretmeni Aziz Gürerk’in derslerini dinlediğini ve onu örnek aldığını söylemişti. Doğaldır ki, Koparal’ın nasıl bir öğretmen olduğunu en iyi öğrencileri bilirler. Zaten bu kadar kıymetli öğrenciyi yetiştirmek, onun öğretmenliğinin göstergesidir. Benim, arkadaş olarak gözlemlediğim onun öğrencilerine son derece bağlı olduğudur. Daima onları düşünür, onların başarıları ile sevinir; acılarına, sevinçlerine ortak olurdu. Öğretici olmanın bütün niteliklerine sahipti; bilgi, öğretme kabiliyeti, özveri, sabır, görev duygusu, insan sevgisi, maddiyatı önemsememek gibi.

İzmir Devlet Konservatuarı Koparal’ın İzmir’e gitmesi ile jurulmuş ve ilk mezununu 1986’da vermiştir. Avrupa standartlarında nota yazımı, yurdumuzda onunla başlamış ve yetiştirdiği öğrencilerle devam etmiştir.

Şimdi biraz da Cahit Koparal’ın flütcülüğünün, öğretmenliğinin yanı sıra kişiliğini oluşturan, yaşam boyu sürdürdüğü uğraşlardan söz etmek istiyorum.

Nota yazma merakı onda güzel yazı yazma yeteneği ile başlamış olmalı. Güzel nota yazarken, bu yazının derinlemesine bütün kurallarını keşfetmişti. Müzisyen olması bu derinleşmeye yardımcı olmuştu.

Eli her işe yatkındı, güzel yemek yapardı, bozulan, kırılan şeyleri onarırdı. Bu onarma becerisi ile önce kendinin sonra öğrenci ve arkadaşlarının flütlerini onarırdı. Yurdumuza gelen ünlü bir flütçünün çalgısını acele onararak büyük takdirini kazanmıştı.

Pek fazla bahsetmemesine rağmen şiir yazmaya çok yetenekli idi. Konservatuardaki öğretmeni Cahit Külebi’ye hayrandı. Tanışırlardı, sırası gelince ondan şiir okurdu.

Koparal’ın bir tutkusu da deniz idi. Zamanının büyük bölümü okul aylarında İzmir’de geçer, yaz aylarında çok sevdiği Marmaris’te bulunurdu. (…)

Son yıllarda Marmaris’in bir Devlet Konservatuarını yaşatacak v geliştirecek her olanağa sahip olduğunu hep konuşmuştuk. (…)

Cahit Koparal, sen hayatta bütün görevlerini baba olarak, eş olarak öğretmen olarak, yurduna yararlı olarak en iyi şekilde yaptın. Sen Efes’te Bach çalamadın belki; ama senin bu isteminde yatan gerçek sanatçı ruhunu öğrencilerine verdin. Onlar bu güzel emaneti yaşatacaklardır.

Ermukan Saydam (Cahit Koparal’ın 42 yıllık arkadaşı)
Keman Sanatçısı
Türkiye Flarmoni Derneği Sanat Dergisi
Aralık 2001 – Sayı 162